Bir ilişki, hormonların çıldırdığı, kadın ve erkeğin enerji dolduğu, tutku ve eğlencenin heyecanlı bir bileşimidir. Ancak zaman ilerledikçe insanlar birbirine alışır, eskiden yapılan çılgınlıkların yerini evde baş başa izlenen diziler alır. Bu aşamada çiftler genellikle ilişkilerinin eski heyecanını yitirdiğini düşünürler, ancak uzmanlar aynı fikirde değil, bu durum ilişkinizin uzun ömürlü olacağının bir işareti olabilir.
1. Sıkılmak Güçlü Bir İlişkinin Temeli.
Kişisel gelişim uzmanı Mark Manson, güçlü ilişkilerin en önemli özelliklerinden birinin partnerlerin birlikte sıkılmaları olduğuna inanıyor. 60 yıldan uzun süredir birlikte olan çiftlerin bunu, ilişkilerini her daim heyecanlı tutarak değil, sıkıcı şeyleri nasıl birlikte idare edebileceklerini çözerek başardıklarını belirtiyor. Sıkıcı şeyleri bir aradayken heyecanlı ve keyifli hale getirmek ilişkinin uzun ömürlü olmasının sırrı gibi görünüyor.
2. Sıkıcı Çiftler Günlük İşleri Birlikte Yapmayı Seviyorlar.
Tutkunun azaldığı, heyecanın ufaktan kaybolmaya başladığı uzun süreli ilişkilerde, çiftler günlük işleri birlikte halletmeliler, sıkılacaklarsa da birlikte sıkılmalılar. Alışverişe gitmek, hafta sonları evde tembellik yapmak, bir oturuşta sevilen dizinin bir sezonunu bitirmek, yemek yapmak, evi temizlemek ya da bulaşık yıkamak insanı mutlu eden birer aktiviteye dönüşmeli ve bir yük haline gelmemeli. Uzun süreli ilişkiler dramlar, heyecan veya çılgın duygular üzerine kurulu değildir, hayatı her yönüyle bir başka insanla paylaşma üzerine kuruludur.
3. Toplumun Kendilerine Dayattığı Standartları Görmezden Gelmeyi Birlikte Öğreniyorlar
Toplumun ve dahi sosyal medyanın kendilerine dayattığı çerçeve içinde yaşamayı reddederler. İnsanlar başarılı ve mutlu çiftlerin hayatlarının çok heyecanlı, dinamik ve renkli olduğunu düşünür, ancak bu yanlış bir inanıştır. Bu tuzağa düşerseniz kendi hayatınızı da toplumun diğer bireylerinin hayatına uygun hale getirmek için çabalamakla geçirirsiniz. Mesela fotoğraflarınızın Instagram’da gördüğünüz mutlu (!) çiftlerin fotoğrafları gibi olmasını istersiniz, seyahatlerinizin onlar gibi, yemeklerinizin onlarınki gibi olmasını istersiniz.
4.
Ancak gerçekten mutlu çiftler bunları görmezden gelmeyi, umursamamayı öğrenmiş çiftlerdir. Hayatınızı başkalarının hayatına benzetmeye çalışırsanız gün gelir duygularınızdan da şüphe etmeye başlarsınız ki asıl büyük tehlike de burada başlar. Oysaki sıkılmanın hayatın son derece normal bir parçası olduğunu kabul etmekle başlayacak her şey. Bundan utanmamayı, bunu birlikte göğüslemeyi öğrendikçe mutlu olacaksınız.
5. Elbette Bu Sıkıcı Biri Olmanız Gerektiği Anlamına Gelmiyor.
Birlikte sıkılmaktan anladığımız şey hayatın her yönünü birlikte kucaklamak olmalı. Eğer hiç hobisi olmayan, merak duygusunu kaybetmiş ve tembelleşmiş sıkıcı birine dönüşüyorsanız bu normal değil. İlişkiniz, iş hayatınız ve yaşamınız arasında bir dengeyi bulmak zorundasınız. Hayatından macerayı eksik etmeyen, ancak romantizmin ‘r’sini bilmeyen birinin iyi bir partner olmayacağını görmek için müneccim olmaya gerek yok.
Olay basit, kendinize fazla yüklenmeyin, ilişkinizi sorumlulukların yükü altında ezmeyin, dengeyi bulacağım diye kendinizi ya da partnerinizi yıpratmayın. Her şeyi akışına bırakın, ancak gözünüzü de akıştan ayırmayın, dengenin kendiliğinden oluşmaya başladığını görecek, o noktada birlikte sıkılmanın da ne kadar keyifli olabileceğini göreceksiniz.
Kaynak: 1
