Tarihimizdeki Sır Perdesi: Refah Gemisini Kim Batırdı? 167 Askerimizi Kim Şehit Etti?

0
640

1939’dan 1945’e kadar dünyayı cehenneme çeviren 2. Dünya Savaşı’nın kapımıza dayandığı yıllarda, Türk Devleti ordusunu güçlendirmek adına farklı yollar izliyordu. Bu doğrultuda İngiltere ile karşılıklı yardım antlaşması imzalandı ve İngiltere’ye 4 denizaltı gemisi, 4 muharip ve 2 mayın dökücü gemi siparişi verildi.

1. İkinci Dünya Savaşı Patlak Verince Naziler Hızlı Bir Şekilde Türkiye Sınırına Doğru İlerlediler

O zamanın hükumet başkanı olan İsmet İnönü bu durumdan ciddi bir şekilde rahatsızlık duymaktadır. Almanya Ankara büyükelçisi Franz Von Popen, Türkiye’de oluşan tedirginliği gidermek ve Türkiye’yi İngiltere’ye karşı kazanmak için Hitler’in mektubunu İsmet İnönü’ye 4 Mart 1941’de takdim etmiştir. Hitler, mektubunda ”alman ordularının Türkiye sınırlarına yaklaşmayacağının garantisini verilmiş ve Ege ve Trakya’dan Türkiye lehine toprak verilmesinden de söz edilmiştir.” İsmet İnönü bu duruma sıcak bakmıştır fakat tedirginliğinin dinmediğini belirtmiştir. Bunun üzerine hitler, Türkiye’ye 10 yıllık saldırmazlık anlaşması önermiştir.

2.

Tabii Almanya ve Türkiye arasındaki bu irtibat ve anlaşma müttefikleri oldukça rahatsız etmiştir. Japonların da alman tarafına geçmesinin de etkisiyle Amerika, Türkiye üzerindeki kısıtlamaları kaldırmıştır. Bunun üzerine Türkiye, Almanlardan 28 adet FW-58 savaş uçağı satın almıştır. Bu alışveriş Almanya ile Türkiye ilişkilerini iyice pekiştirmiş. Hitler bunun üzerine Türkiye üzerinde bir emelleri olmadığını, hatta bu sebeple alman birliklerinin Türk sınırına yaklaşmaması emrini verdiğini belirtmiştir.

3. İngiltere Fikir Değiştirdi

İngiltere, kritik bir döneme girdiğimiz Haziran 1941’de, üstüne üstlük Almanya ile Saldırmazlık Paktı’nın imzalanması aşamasına geldiğimiz bir süreçte, Ankara Büyükelçisi Sir Hugessen aracılığıyla Türkiye’ye haber göndererek, “Reis” sınıfı denizaltıların teslimine hazır olduğunu, teslim alınması için bir ekibin gönderilmesini talep etti. İngiltere’nin fikrini değiştirmesi tarafımızdan tam olarak anlaşılmasa da anlamlı olarak değerlendirildi. Program bile hazırdı. Denizaltıları teslim alacak mürettebatın en geç 25 Haziran 1941 günü Mısır’ın Port Said Limanı’nda olması isteniyordu.

4.

Denizaltı Filosu Komutanlığı dört denizaltımızı da İngiltere’den teslim alarak Türkiye’ye getirecek personeli belirledi. Türk donanmasının en seçkin denizcileri sicillerine bakılarak seçildi. Kafile başkanı olarak da II. Denizaltı Filotilla Komodoru Güverte Yarbay Zeki Işın seçildi.

5. Refah Adı Verildi

Bölgedeki denizaltıların dikkatini çekmemek üzere söz konusu yolculuğun bir ticaret gemisiyle yapılmasına karar verildi. Ulaştırma Bakanlığı bu görev için yaşlı ve köhne bir gemi olan Türk bandıralı Refah Şilebi’ni kiraladı. Zaten o dönemde Türkiye’de pek de modern bir gemi yoktu.

Refah Şilebi 1901 yılında İngiltere’de Sunderland’da inşa edilen, 102 metre boyunda, 15 metre eninde ve saatte 8,5 mil hız yapabilen bir gemiydi. Gemide yalnızca 24’er kişilik 2 filika vardı ve yolcu taşımaya pek elverişli değildi.


6. 28 Kişilik Şilepte 200 Kişilik Kafile

20 Haziran’ı 21 Haziran’a bağlayan gece, Ankara’dan Toros Ekspres ile yola çıkan kafile 21 Haziran 1941 Cumartesi günü saat 15:10’da Mersin tren garına ulaştı. İstanbul’dan gizlice yola çıkan Refah Şilebi de aynı gün Mersin’e varmıştı.

Ancak, Mersin’e gelen kafile büyük şaşkınlık yaşadı. Çünkü Mersin Liman Başkanı Zihni Koçak’a gizli tutulması kaydıyla, şilebin 200 kişilik bir askeri kafileyi alarak yabancı bir limana hareket edeceği bilgisi yeni verilmiş ve herhangi bir hazırlık yapılmamıştı. Ayrıca şilebin kapasitesi 28 kişilik idi ve iki filikası vardı.


7. “Aldığınız Emre Uyun!”

İddialara göre kafile komutanı Yarbay Zeki Işın ve Kaptan İzzet Dalgakıran, Refah Şilebi’nin donanımının son derece yetersiz olduğunu, bu şartlarda yola çıkmanın bu kritik göreve giden askeri personeli büyük bir tehlikeye atmak olacağını defalarca söylemesine rağmen aldıkları cevap “Aldığınız emre uyun!” olmuştu.   

Refah Şilebi’nin 22 Haziran’da Mersin’den demir alarak hareket etmesi gerekiyordu ama bu mümkün değildi. Gemi, personel taşımacılığı için uygun olmadığından ilave birtakım hazırlıklara ihtiyaç duyuldu. Hazırlıklarını tamamlayan Refah Şilebi, bir gün gecikmeli de olsa, 28 kişilik gemi mürettebatı dahil 199 Türk, 1 İngiliz mihmandar subay olmak üzere 200 kişilik kafileyle 23 Haziran 1941 günü saat 17.30’da Mersin’den hareket etti.

8. Gece 22.30 Civarında Refah Bir Patlamayla Sarsıldı

Mersin’in 40 mil açıklarına geldiklerinde, korkulan oldu. Refah Şilebi Kıbrıs’ın kuzeyinden bütün ışıkları yanmış ve bordasında reflektörlerle aydınlatılmış Türk bayrağı olduğu halde saat 22.30 civarında meçhul bir patlamayla sarsıldı. İskele borda makina dairesi hizasından yara aldı.

9.

Gece saat 22.30’da bayrağı bilinmeyen bir denizaltı tarafından torpillendiği tahmin edilen Refah Şilebi yaklaşık 4 saat su üstünde kaldıktan sonra 24 Haziran 1941 sabahı ikiye bölünerek battı. Gemiyi terk etmeyen Kafile başkanı Yarbay Zeki Işın ve kaptan izzet Dalgakıran da gemiyle birlikte sulara gömüldü.

10.

Refah gemisinin hareketinden beş saat sonra gerçekleşen bu faciada 15 deniz subayı, 16 hava pilot adayı öğrencisi, 48 deniz astsubayı, 63 er ve 25 sivil denizci olmak üzere toplam 167 kişi şehit oldu. Çok büyük bir şans eseri gemiden indirilen tahlisiye filikasıyla 4 deniz subayı, 1 hava subayı, 4 hava pilot adayı öğrencisi, 15 deniz astsubayı, 1 er ile 3 gemi personeli olmak üzere toplam 28 kişi kurtuldu. Kurtarma çalışmaları sonucu tahtalara tutunan 4 er daha sağ salim kurtarıldı. 200 kişilik kafileden hayatta kalan sadece 33 kişiydi.

11. Şilebi Almanların, Fransızların, İtalyanların, İngilizlerin Batırdığına Dair İddialar Ortaya Atıldı

Anadolu Ajansı, 26 Haziran 1941 Perşembe günü, Refah Şilebi’nin Mersin’in 40 mil açığında, hangi devlete mensup olduğu bilinmeyen bir denizaltı tarafından torpillendiğini bildirerek olayı ilan etti.

Refah faciasından sonra Türkiye’deki Mihver ve Müttefiklerin propaganda savaşı iyice gün yüzüne çıktı. Şilebi Almanların, Fransızların, İtalyanların, İngilizlerin batırdığına dair birtakım iddialar ortaya atıldı.

12.

26 Haziran günü, İngiltere’nin Ankara Büyükelçiliği Türk yetkililere taziye mesajını ileterek olayla bir ilgilerinin olmadığını dile getirdi. İngiltere’nin Akdeniz Kuvvetleri Komutanlığı da bir açıklama yaparak söz konusu tarih ve saatte herhangi bir denizaltının veya uçaklarının o bölgede olmadığını söyledi.

13.

Almanlar yaptıkları açıklamalarla İngiltere’nin söz konusu destroyer ve denizaltıları teslim etmemek için şilebi batırdığını iddia ediyor, İngilizler de Reuters haber ajansı ve BBC Türkçe yayını ile Almanları ve Mihver devletleri suçluyordu.

The Times gazetesine göre Refah Şilebi, bir denizaltı tarafından atılan iki torpidoyla batırılmıştı.

14. İtalyan ‘Ondina’ Denizaltısı

49 yıl sonra Prof. Dr. Bülent Daver, Refah Şilebi’nin, komutanlığını Yarbay Corrado Dal Pozzo’nun yaptığı İtalyan ‘Ondina’ denizaltısı tarafından batırıldığını belirtti.

15.

İtalyan deniz kayıtlarında Refah Şilebi’nin 36.08N-34.44E olarak belirtilen yerde Corrado Dal Pozzo komutasındaki Ondina adlı bir İtalyan denizaltı tarafından batırıldığı kabul ediliyordu. Ancak, İtalyan subayı Yarbay Corrado Dal Pozzo raporunda şöyle diyordu: “Geminin hüviyeti meçhuldü, bunun üzerine geminin bir düşman gemisi ya da düşmana hizmet eden bir gemi olabileceğini düşündük.” Komutanın batırdığı gemi Refah olarak kabul görse de bu rapor aslında batırılan geminin Refah Şilebi olmadığını ortaya koyuyordu, çünkü ne batma zamanı ne de batış süresi Refah Şilebi ile uyumluydu.

16. “Refah’ı Kim Batırdı”

Osman Öndeş ise yazdığı “Refah’ı Kim batırdı?” adlı kitabında gemiyi İtalyan sualtı komandosu ve casus Yüzbaşı Luigi Ferraro’nun batırdığını iddia etti. Öndeş olay için, “Gemi limandayken Limpet Mayını adlı mıknatıslı mayınlar yerleştirildi ve 25-40 mil sonra patlatıldı. Yani tam bir casusluk sabotajıdır” diyordu.

17. Kaybettiğimiz Tüm Şehitlerimizi Saygı Ve Rahmetle Anıyoruz.

Refah faciasının üzerinden tam 79 yıl geçti, hala “Refah Şilebi’ni kim batırdı?” sorusuna yanıt bulabilmiş değiliz.

18.

Kaynak: 1

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz