Mark Bryan kendini tanımlarken evli, mutlu ve heteroseksüel bir erkeğim, sadece günlük hayatımda etek ve topuklu ayakkabı giymeyi seviyorum diyor.
1. Topuklu ayakkabılar ve etek, Mark için sadece bir moda nesnesi değil.
Mark Bryan aslen Amerikalı, ancak işi sebebiyle Almanya’da yaşıyor. Robotik mühendisi olan Mark 11 yıllık evli ve bir çocuğu var, ilk bakışta son derece sıradan bir erkek. Ancak son zamanlarda yaptıklarıyla artık kalıpların dışına çıkmış biri, Instagram’da yüz binlerce takipçisi olan bir fenomen kendisi. Bunu sağlayan ise ne işi ne baba olması ne de evliliği…
2. Mark gardırobunu baştan sona yenilemeye 4 yıl önce başlamış.
Önceden bir erkeğin giymesini beklediğiniz sıradan kıyafetlerden oluşan dolabını şimdi çok daha renkli şeyler süslüyor: mini etekler, rengarenk topuklu ayakkabılar, kalem etekler, yarım botlar, vs. Instagram hesabında günlük kıyafetlerini paylaşırken bunun son derece normal olduğunu her fırsatta vurguluyor Mark ve insanlara “istediğinizi giymekte özgürsünüz, kıyafetlerde kadın-erkek ayrımı bitmeli” diye de not düşüyor.
3. Mark’ın kıyafet tercihleri onu daha güçlü ve özgüvenli biri haline getirmiş.
Etek ve topuklu ayakkabı giymeyi sevdiğini belirten Mark, bu kıyafetlerin kendisini daha güçlü ve özgüvenli hissettirdiğini ifade ediyor. Erkek ve kadın kıyafetlerini bir arada kombinlemenin hem kendisine çok yakıştığını hem de cinsiyet ayrımcılığına karşı bir duruş olduğunu söylüyor.
4.
Ayrıca etek giymenin çok rahat olduğunu da ekliyor Mark, “bunca zaman pantolon giydim, ama etek giydiğim zaman gerçek rahatlığın ne olduğunu anladım” diyor. Erkek ve kadın kıyafetlerini bir arada giydiğinde kendini daha rahat ve mutlu hissettiğini de söylemeden geçmiyor.
5. Eşi ve çocukları babalarını destekliyorlar.
Kıyafet tercihleri hakkında çocuklarıyla ilk konuşmasında bunun sadece bir zevk meselesi olduğunu söylemiş Mark. Herhangi bir cinsel tercih meselesi olmadığını, kendisini eşcinsel hissetmediğini ama bu şekilde giyinmenin onu mutlu ettiğini söylemiş. Çocukları ve eşi Mark’ın bu tercihine saygı duymuş ve onu desteklemişler.
6.
Hatta eşi Mark ile kıyafet değiş tokuşu bile yapmaya başlamış. Aynı zamanda eşi, Mark’a topuklu ayakkabılar, kombinler, kıyafet tercihleri, moda trendleri konusunda yardımcı olmaya bile başlamış zamanla.
7. İnsanlardan gelen tepkileri nasıl göğüsleyeceğini kısa sürede öğrenmiş Mark.
Etek ve topuklu ayakkabıları ilk giymeye başladığında Mark, oldukça kötü ve olumsuz eleştirilere maruz kalmış. Ancak özellikle iş yerindeki ve yaşadığı bölgedeki insanlar Mark’a destek vermiş ve onun bu tercihinin gerçek sebeplerini kısa sürede anlamış. Kendisi hakkında en çok söylenen şey ise eşcinsel olduğu, oysa Mark eşcinsel olmadığını net bir şekilde ifade ediyor.
8.
Bunun sadece bir kıyafet tercihi olduğunu, cinsel yönelimle bir alakası olmadığını her fırsatta dile getiriyor. İlk başlarda bu olumsuz görüşlerden ve insanların kendisine yargılar gözlerle bakmasından çok rahatsız olan Mark şimdilerde buna alışmış gibi görünüyor. İşin doğrusu diğer insanlar da Mark’ın bu tercihlerini kanıksamış durumda, artık herhangi bir rahatsızlık yaşamıyor kimse bu konuda.
9. Farklı olmak adına…
Kendisiyle yapılan bir röportajda Mark şunları söylüyor: “Bu şekilde giyiniyorum, çünkü buna hakkım var. Sadece farklı olmayı istedim. Her zaman etek ve topuklu ayakkabılara karşı bir ilgim oldu, bunu giyen kadınlara hep imrendim. Bunun cinsel yönelimle bir ilgisi yok, temsil ettikleri güç hoşuma gidiyordu. Seksi olmak için giyinmiyorum kesinlikle, öyle bir düşüncem hiç olmadı.
10.
Kıyafetlerim normal bir iş kadının kıyafetlerinden farklı değil. Bana göre kıyafetlerin cinsiyeti yoktur. Ben pantolon yerine etek giymeyi tercih ediyorum. Bunun kadın, erkek veya eşcinsel olmakla bir alakası olduğunu hiç düşünmedim.”